Eğer İstanbul'da mal alıp satıyorsanız, üretim yapıyorsanız kurumunuzun en önemli parçası müşterileriniz ile aranızdaki kanallardır. Bu kanallar müşterilerinizin uğradığı bir iş yeri, aradıklarında ulaşabileceği bir telefon veya sosyal medya siteleri olabilir. Ürünlerinizi Instagram & Facebook gibi sosyal medya sitelerinden müşterilerinize sunabilir, ödeme alabilirsiniz.
Son dönemde en popüler olan kanallardan birisi de online pazaryeri ile müşterilere ürünlerin sunulması. Pazaryeri kuruluşları ürünlerinizi yüklemenize ve kendi müşterilerine sunmanızı sağlar. Fakat bu pazaryeri sitelerinin istediği bazı şartlar ve yükümlülükler vardır.
İstanbul'da Pazaryeri siteleri neden tercih edilmemeli?
Bugün Türkiye'de üretim veya mal alım-satımı yapan küçük kurumların tercih ettiği pazaryeri siteleri, genelde kalıplaşmış bir hizmet sunar. Başta mantıklı gibi gözükse de, aldıkları fahiş komisyon ücretleri ile üreticiden daha fazla kar ederler.
Üzerine Pazaryeri siteleri, istediğinde çok katı sözleşmelerindeki bahaneleri göstererek, mağaza sayfanızı komple kapatabilir. Yapılan sözleşmeye yönelik olarak pazaryerine katılmayı kabul eden firma, ipleri tamamen pazaryerinin eline vermiş olur. Anında silinen mağaza sayfanızdan dolayı cironuz bir anda sıfıra iner.
Pazaryeri siteleri, ürünlerinizi, mağazanızı ve istediği her şeyi yayına kapatma hakkını elinde tutar.
Örneğin; bugünün Türkiye'sinde üreticiler alıcıların ekonomik durumundan ötürü minimum kar ile ürünlerini pazara sunar. Özellikle rekabetin çok olduğu ürün pazarlarında üreticiler, çok düşük kar marjı ile çalışırlar. Sektöre bağlı olarak değişen düşük kar marjları, genelde çok yüksek üretim kapasitesi olan kurumların sürümden kazanma mantığı ile kar etmesini sağlar.
Pazaryeri sitelerinden ne kadar kar kalır?
%10 kar ile ürünlerini pazara sunan bir kurum, gider olarak depo&dükkan maliyeti, çalışan maliyeti ve diğer giderleri düşünce %3-4'lük bir net kar elde eder. Eğer gerçek üretici değil, alım&satım yapan bir kurum ise net kar daha da düşer.
Pazaryeri siteleri ise, minimum %15 olan komisyon oranları ile zaten düşük olan kar marjına üreticiden büyük ortak olur. Sonuç olarak kazanan siz değil pazaryeri sitesi olur.
İstanbul'da E-Ticaret siteleri neden tercih edilmeli?
Bunu basit bir matematik ile anlatabiliriz. Örneğin İstanbul'da bir ayakkabı satıcısını ele alalım. Pazaryeri sitelerinin ayakkabı sektöründe komisyon oranları %43'e yakındır. Yani 1000₺'ye satılan malın 430₺'sini pazaryeri siteleri ve marka sahibi komisyon olarak sizden alır. 75₺ üzeri ürün olduğu için kargo ücreti olan 20-25₺'yi satıcı öder. Üzerine paranızı 28 gün vadeli hesaplarında tutarak faiz üzerinden kar elde ederler.
430₺ kesildikten sonra 28 gün sonra hesabınıza 570₺ yatar. Ayakkabıyı 1000₺'ye alan müşteriniz, fahiş fiyat yüzünden yakınırken siz de kazandığınız %3-4'lük kar marjından yakınırsınız. Kargo ücreti, komisyonlar derken %2-3 belki kar elde edebilirsiniz.
Kendi sitenizde ne kadar kar elde edersiniz?
Aynı ayakkabıyı siz İstanbul'da kendi E-Ticaret sitenizde 700₺'ye sattığınızı varsayalım. Öncelikle ürünü 300₺ daha uyguna bulan müşteriniz, mutlaka bu seçeneği tercih edecektir. Kargo ücreti ve satılan ürün başına reklam maliyeti (Google Ads ile sitenizin reklamı yapıldığında, satılan ürün başına harcadığınız reklam maliyeti) ile ürün başına %3-4 gibi bir gideriniz olur.
Siz aynı malda kar oranınız %15'e ulaşırken, ürünü 300₺ daha uyguna alan müşteriniz bir sonraki alışverişinde mutlaka sizi tercih eder. Marka bilinirliğiniz artar.
En önemlisi, kimse sizin E-Ticaret sitenizi kapatamaz. İpler her zaman sizin elinizde olur. Ürünlerinizi marka sahipleri ancak size ulaşarak yayından kaldırmanızı isteyebilir.
Kısacası, E-Ticaret siteleri ile ipler sizin elinizde, kar sizin cebinizde olur. Maliyeti düşürerek E-Ticaret sitenizi yapmak için hemen bize ulaşın.